Güney Kıbrıs Rum Yönetimi bütün Kıbrıs adasını ateşe atacak tehlikeli bir oyun oynuyor.
İsrail’den Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’ne sevk edilen hava savunma sistemlerinin Güney Kıbrıs’ta konuşlandırılması, Türkiye’ye yönelik açık bir provokasyon.
Barak Hava Savunma Sistemi’nin askerî olarak Güney Kıbrıs’a herhangi bir ciddi katkısı da yok.
Zira Türkiye, bir savaş durumunda bu hava savunma sistemlerini çok kısa bir sürede, kolay bir şekilde ortadan kaldırabilir.
Görünen o ki, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi geçmişte yaptıkları hatalardan hiçbir ders almamış.
Geçmişte yapılan bütün anlaşmaları ihlal ederek adayı Yunanistan ile birleştirmeye çalışmaları neticesinde ada ikiye bölünmüştü.
Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin, Avrupa Birliği ya da İsrail’e güvenerek Türkiye karşısında askerî olarak tutunabileceğini düşünmesi, büyük bir akıl tutulmasıyla karşı karşıya olduğumuzu gösteriyor.
Güney Kıbrıs Rum Yönetimi öncelikle Güney Kıbrıs’ı İsrail’e yapılan askerî sevkiyatlar için bir üsse çevirdi. Bugün ise Güney Kıbrıs’ı, İsrail’in bölgedeki politikaları için Türkiye’ye karşı kullanılmak üzere bir garnizona çevirmek istiyor.
Bütün bunların günün sonunda adayı bir savaş sahasına çevirmesi ciddi bir ihtimal.
Ama görünen o ki, tarih tekerrürden ibaret; geçmişte Dimyat’a pirince giderken evdeki bulgurdan olanlar yine aynı yolun yolcusu.
Halbuki rasyonel olan, mevcut statükoyu kabul edip Kıbrıs adasını bir barış ve refah havzasına dönüştürebilmekti.
Güney Kıbrıs’ı emperyalistlerin ve siyonistlerin elinde bir oyuncağa çevirmek isteyen Rum yönetimine her şeyden önce Güney Kıbrıs halkı karşı çıkmalı.
