Avusturya’da Hristiyan Demokratlar (ÖVP), Sosyal Demokratlar (SPÖ) ve Liberallerden (NEOS) oluşan hükümet, 14 yaşın altındaki kız öğrencilerin hem devlet hem de özel okullarda başörtüsü takmasını yasaklayan bir yasa tasarısı hazırladı.
Tasarıya göre yasa yürürlüğe girerse, okul yönetimi önce öğrenciyle, ardından aileyle görüşme yapacak. Başörtüsünde ısrar edilmesi halinde 150 ila 1.000 Euro arasında para cezası uygulanabilecek. Bazı haberlerde ayrıca 14 güne kadar kısa süreli hapis cezasının da gündemde olduğu belirtiliyor.
Avusturya’da başörtüsü yasağı girişimi aslında yeni değil. Avrupa’da aşırı sağın ilk yükselişe geçtiği ülkelerden biri olan Avusturya’da, 2000’li yıllardan itibaren Avusturya Özgürlük Partisi (FPÖ) öncülüğünde İslamofobik söylem siyaseti ve medyayı etkisi altına aldı. Öncelikle burka yasağı gündeme geldi. Yıllar süren tartışmaların ardından meclisten geçirilen burka yasağı, özünde gülünç bir girişimdi; zira 700 bine yakın Müslümanın yaşadığı Avusturya’da yaklaşık 50 kadın burka kullanıyordu. Daha sonra pandeminin ortaya çıkmasıyla birlikte peçe takan kadınların maske kullanmaya yönelmesi, söz konusu yasanın varlığını daha da trajikomik bir meseleye dönüştürdü.
2018 yılında Sebastian Kurz liderliğindeki ÖVP, ilkokullarda başörtüsü yasağını gündeme getirdi. 2018’de meclisten geçen bu yasa, 2020’de Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edildi. Mahkeme, yasayı ayrımcı buldu; çünkü Yahudi ve Sih öğrencilerin dini sembollerine izin verilirken yalnızca Müslümanlara yasak getirilmişti. Kurz’un iktidarı döneminde ayrıca “İslam Yasası” değiştirilerek Müslüman cemaatlerin yurtdışından imam getirmesi zorlaştırıldı ve Müslüman cemaatler üzerinde ağır bir baskı kuruldu. Kurz ise daha sonra yolsuzluk ve “İbiza Skandalı” nedeniyle görevinden istifa etmek zorunda kaldı.
Bugünlerde başörtüsü meselesinin yeniden gündeme gelmesi, Avusturya’daki aşırı sağcı ve İslamofobik çevrelerin hedeflerinden asla vazgeçmediklerini gösteriyor. Bu girişimler, Müslümanları baskı altına almak ve asimilasyona zorlamak için farklı yöntemlerin yeniden devreye sokulduğunu ortaya koyuyor.
Tabii bütün bunların başka bir nedeni daha var; o da iktidardaki mevcut partilerin hem aşırı sağcı seçmeni memnun etmek istemesi, hem de her geçen gün ağırlaşan ekonomik sorunlardan halkın dikkatini uzaklaştırarak sahte gündemlerle oyalamak istemeleridir.