Sumud Filosu’nun ilk gemileri perşembe günü Gazze kıyılarına ulaştı.
İsrail, gemiler uluslararası sulardayken saldırılar düzenleyerek Sumud Filosu aktivistlerini korsanlık yaparak kaçırdı ve İsrail’e götürdü. Sadece bir gemi Gazze karasularına girmeyi başarabildi; o gemi de daha sonra İsrail tarafından hukuksuz bir şekilde alıkonuldu.
Bütün bunlara bakarak Sumud Filosu’nun hedefine ulaşmadığını zannetmeyin. Zira Sumud Filosu’nun asıl hedefi, İsrail’in Gazze’ye yönelik uyguladığı ablukaya, soykırım ve etnik temizlik politikalarına dikkat çekmek ve İsrail üzerinde uluslararası baskı oluşturmaktı.
İsrail’in özellikle son dönemde uluslararası arenada gittikçe yalnızlaştığı ve bir “parya devlete” dönüştüğü artık herkesin malumu. Bundan dolayı İsrail üzerinde ciddi bir uluslararası baskı var. Bu nedenle İsrail, geçmişte Mavi Marmara gemisinde olduğu gibi, bu kez gemilere açıktan saldırmaya cesaret edemedi.
İsrailli bakan Itamar Ben-Gvir, esir alınan Sumud Filosu aktivistlerinin tutulduğu hapishaneye giderek onları provoke etmeye çalıştı. Aktivistler ise onu “Özgür Filistin” sloganlarıyla karşıladılar. Bu bile İsrail’in ne kadar acziyet içinde olduğunu ve sağduyusunu kaybettiğini çok net şekilde gösteriyor.
Bu bakımdan Sumud Filosu, bundan sonra Gazze’ye hareket edecek olan diğer gemilere ve filolara da örnek teşkil etti. Bir sivil itaatsizlik eylemi olan Sumud Filosu’nun mantığını doğru anlamak gerekir. Buradaki esas amaç, Gazze’ye ulaşmaktan ziyade İsrail’i zor durumda bırakmak ve uluslararası kamuoyunun dikkatini Gazze’ye çekmekti. Bu yönüyle Sumud Filosu’nun hedefine çoktan ulaştığını söyleyebiliriz.