21. yüzyılda Batı’nın kendine atfettiği demokrasi, özgürlük ve eşitlik gibi değerlerin bizzat Batı tarafından tek tek yıkılışına tanıklık etmekteyiz. 2000’lerin başında ABD’nin “demokrasi” kavramını araçsallaştırarak yürüttüğü işgallerle başlayan ve Batılı değerlerin içten içe aşınmasına yol açan süreç, bugün Rusya-Ukrayna Savaşı ile birlikte Avrupa’yı da içine almış durumdadır. Yükselen Rusya korkusu, Avrupalı devletleri kendi sınırlarının ötesine geçerek başka ülkelerin iç işlerine müdahale edecek denli agresif bir pozisyona itti. Bu müdahaleciliğin somut yansımalarını önce Moldova’nın Gagauzya seçimlerinde, ardından Romanya’daki cumhurbaşkanlığı seçimlerde gözlemledik. Bu yazıda, “Rusya seçimlere müdahale ediyor” söylemi üzerinden, aslında Avrupa’nın Romanya’daki seçimlere nasıl müdahale ettiği ele alınacaktır.
Romanya’daki Seçimlerde Ne Oldu?
Romanya’da Kasım 2024’te cumhurbaşkanlığı seçimi gerçekleştirildi. Seçimde hiçbir adayın yeterli oyu alamamasının ardından en çok oyu alan iki aday ikinci tura kaldı. İkinci tur, sağcı bağımsız aday Călin Georgescu merkez sağda bulunan Elena Lasconi arasında 8 Aralık 2024’te yapılacaktı. Georgescu ve Lasconi’den birinin kazanması gereken seçimleri, Avrupa yanlısı Nicuşor Dan kazandı. Peki bu nasıl mümkün oldu? Romanya, seçimi kazanması muhtemel olan Georgescu’ya yönelik bir dizi soruşturma başlattı. Yayımlanan istihbarat raporlarında Georgescu’nun seçim kampanyası sürecinde “yabancı devletlerle” iş birliği yaptığı ortaya kondu. Elbette ki buradaki yabancı devlet Rusya idi. Rusya’nın TikTok, Telegram gibi kanallar üzerinden Romanya seçimlerinde Georgescu lehine kampanya gerçekleştirildiği söylendi.
Fotoğraf 1:Romanya İstihbaratının Yayımladığı Rapordan Bir Kesit: “Ayrıca TikTok’ta Călin GEORGESCU’yu Destekleyen Egemenlikçi Parti POT’a (Gençlik Partisi) Destek Amacıyla Son İki Haftada Yoğun Bir Tanıtım Faaliyeti Yürütüldüğü Tespit Edildi.”
Kaynak: Romanya Devlet Başkanlığı
Ardından seçim iptal edildi ve Georgescu’nun aday olması yasaklandı. Mayıs 2025’te yenilenen seçimlerde diğer aday Lasconi %2,7 gibi şaşırtıcı bir oy aldı ve ikinci tura kalamadı. İkinci turda seçimi Avrupa yanlısı olan Bükreş Belediye Başkanı Dan kazandı. Dan’ın seçim kampanyasında Avrupa’ya olan bağlılık ve NATO’ya olan inanç ön plana çıkmıştı. Benzer bir senaryoyu Moldova’daki Gagauzya Özerk Bölgesindeki seçimlerde de görmüştük. Evghenia Guțul, Gagauzya Başkanı seçilmesine rağmen Rusya ile bağlantılı olduğu gerekçesiyle soruşturma sonucu görevden alınmıştı. Fakat şunu da ifade etmek gerekir, Gutul ciddi anlamda Rus yanlısı bir isimdi ve Moldovalı kaçak oligark Ilan Şor ile yakın bir ilişkiye sahipti. Bu durum, Rusya’ya, Moldova’nın iç işlerine müdahale edebilme imkanını getiriyordu.
Grafik 1:Romanya’daki Cumhurbaşkanlığı İkinci Tur Sonuçları
Kaynak: Wikipedia
Avrupa Neden Müdahale Ediyor?
Rusya, Ukrayna Savaşı ile birlikte Batı’ya doğru ilerlemeye başladı ve ciddi bir tehdit oluşturdu. Önce ilhak ettiğini açıkladığı Luhansk, Donetsk, Zaporjiya ve Herson’u almak için bir savaş başlattı. Ardından Putin, Odessa’yı da bir Rus şehri olarak tanımlayarak bugün olmasa da gelecekte Odessa’ya kadar uzanabilecek bir işgal hattının sinyallerini verdi. Odessa demek Transdinyester demek, Transdinyester demek de yarısı Avrupa Birliği vatandaşlığına sahip Moldova demektedir. Dolasıyla Avrupa için Rus yayılmacılığı ciddi bir korku hâline geldi.
Harita 1:Transdinyester ve Odessa’nın Stratejik Konumları
Kaynak: The Economist,
Finlandiya ve İsveç’in tarafsız statüden çıkarak NATO’ya girmeleri bu korkunun bir boyutuydu. Rus iş adamlarına yönelik operasyonlar ve Avrupa’daki Rus sermayesinin zayıflatılması bir başka yansımaydı. Avrupa, Rus yayılmacılığını durdurmak ve ön alıcı davranmak için yukarıda ele aldığımız Romanya ve Moldova seçimlerine müdahale etmeyi de bir başka politika olarak uyguladı. Romanya’da seçimi kazanması muhtemel Georgescu, bir istihbarat raporunun yayımlanması sonucunda seçimden uzaklaştırıldı. Moldova’da da yapılan son seçimlerde Rus yanlısı Vatansever Blok %24, Avrupa yanlısı Eylem ve Dayanışma Partisi %50 oy aldı. Dolasıyla her iki seçimde de Batı Avrupa, Rus yayılmacılığına karşı Doğu Avrupa’da siyaseten bir istediğini aldı.
Harita 2: NATO Üyesi Ülkeler
Kaynak: NTV
Peki aksi bir durumda, bu iki ülkede de Rus yanlısı partilerin iktidara gelmesi ne gibi sonuçlar doğuracaktı? Öncelikle Romanya hem AB hem de NATO üyesi bir ülkedir. Dolayısıyla NATO üyesi Romanya’da, iktidara Rus yanlısı bir partinin gelmesine izin verilmesi, Batı için kabul edilemez bir durum meydana getirecektir. Romanya’nın hem Karadeniz’deki stratejik konumu hem de Brüksel ile olan siyasi bağı göz önünde bulundurmak gerekmektedir. Moldova ise ne AB ne de NATO üyesidir. Fakat Ukrayna’ya olan sınırı ve nüfuzunun yarısına yakınının Romanya üzerinden AB vatandaşı olduğunu söylemeliyiz. Bunun yanında tamamen Rus yanlısı bir bölge olan ve 1500 kadar Rus askerlerinin konuşlu bulunduğu Transdinyester de Moldova ile Ukrayna arasındaki sınır hattında bulunmaktadır. Kısaca bu iki devlet de Avrupa için jeostratejik öneme sahiptir.
Sonuç
Avrupa için Rusya’nın yayılmacılığının önüne geçilmesi elzemdi. Bu kapsamda Romanya’daki ve Moldova’daki seçimlere gizlice müdahale edilmesi şaşırtıcı değil, aksine ön alıcı politika izlemesi gereken bir Avrupa için açıklanabilir bir durumdur. Ancak burada asıl dikkat çekici nokta, Avrupa’nın yıllardır demokrasi ve özgürlük gibi değerleri sahiplenip yücelten söylemleriyle sergilediği çelişkidir. Zira Romanya ve Moldova seçimlerine müdahale, bizzat bu değerlerle taban tabana zıt bir tavırdır. Rus yayılmacılığının yarattığı korku, Avrupa’yı kendi kutsal ilkelerini bir kenara bırakmaya, demokrasi ve özgürlüğü konjonktürel çıkarların gölgesinde kolayca feda etmeye itmiştir.
Gürkan Demir, Türkiye Araştırmaları Vakfı araştırmacısıdır.