Fransız Le Point dergisi, “2025 – Yeni Dünya Düzeni” başlıklı özel sayısını, dergi kapağında Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, ABD Başkanı Donald Trump, Çin Devlet Başkanı Şi Cinping ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın resimlerine yer vererek yayımladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Türkiye Yüzyılı” olarak kavramsallaştırdığı ve Türkiye’nin “yeni bir güç” olarak ortaya çıktığı bu yeni dönem artık doğudan batıya, kuzeyden güneye, pek çok aktör tarafından fark edilmektedir. Bu hakikat pek çok aktör tarafından deyim yerindeyse teyit, tescil ve ilan edilmektedir.
Türkiye’nin geldiği bu konumu anlamak için yakın geçmişe kısa bir yolculuk gerekiyor.
400 Senede Gelen Tarihi Fırsat
“400 senede gelen fırsat” bu söz merhum Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ın 1 Eylül 1991’de TBMM’nin açılışı münasebetiyle Mecliste yaptığı konuşmaya ait bir ifade. Bu hitabında Özal şunları vurgulamıştır: “Türkiye’nin önüne tarihî bir fırsat çıkmıştır. Eğer yanlışlık yapmazsak, istikrar içinde kalırsak, ülkemiz, bu tarihî fırsattan, belki dört yüz beş yüz senede gelebilecek bu imkândan istifade edebilecektir. Benim değerli vatandaşlarım, geliniz, Cenab-ı Hakk’ın Türkiye’mize açtığı bu kapıdan, bu büyük kapıdan girelim ve dört yüz yıllık ıstırabımız sona ersin.”
Özal’ın bu sözlerinden sonraki ayda, 20 Ekim’de yapılan seçimlerde koalisyon iktidarı çıkmıştır. 1990’lı yılların bütünü boyunca devam edecek istikrarsız, koalisyonlu yıllar yeniden başlamıştır. 1991 – 2002 arasında 9 hükümet kurulmuştur.
1990’lı yıllarda artan terör saldırıları, faili meçhul cinayetler ve suikastlar Türkiye’nin bu tarihi fırsatı değerlendirmesini engellemeye yönelik gelişmeler olmuştur. Özellikle, Özal’ın da vefat ettiği 1993 yılı Türkiye açısından en karanlık yıllardan birisi olmuştur.
Özal’ın şehadetinden iki ay önce 1993 yılında Taksim’de düzenlenen mitingdeki sözleri adeta dünyaya “Biz de varız” ve “Geri dönüyoruz” ilanıydı. “Bosna Hersek’te toprağa düşen aziz şehitler! Nur içinde yatınız, rahat uyuyunuz! Geride bıraktıklarınıza 60 milyonluk Türkiye, 200 milyonluk Türk Dünyası ve yaklaşık 1 milyarlık nüfusa sahip İslam âlemi sonuna kadar sahip çıkacaktır. Bütün dünyayı da bu dünyayı da bu yola seferber etmeye manevi huzurunuzda söz veriyoruz…” sözleriyle Türkiye’nin potansiyelini ifade etmiştir.
1000 yıl süreceği söylenen 28 Şubat darbesiyle de Türkiye, 400 yıl sonra önüne çıkan tarihi fırsatları kaçırıyordu. Nitekim 28 Şubat süreci içinde, D-8’in İstanbul’daki kuruluş toplantısından 3 gün sonra 18 Haziran 1997’de hükümet yıkıldı.
Yeni Bir Güç Doğuyor
“Yeni Bir Güç Doğuyor” bu söz, Türkiye’ye gelen Venezuella Devlet Başkanı Maduro’nun Ankara Üniversitesi’nde 7 Ekim 2017’de yaptığı konuşmasında yer alıyor. Maduro bu konuşmasında “Türkiye’ye inanıyoruz. Yeni bir gücün doğduğunu biliyoruz. Biz çok merkezli ve çok kutuplu bir dünyanın kurulacağından eminiz. Dünya iş birliğine, barışa ve eşitliğe dayanan bir denge üzerinde yeni güç odaklarının ve kutuplarının doğacağını, böylece dünyanın yeni bir dengeye kavuşacağını düşünüyorum. O yüzden Türkiye’ye geldik, çünkü Türkiye’ye inanıyoruz. Tarihine ve kültürüne inanıyoruz…” ifadelerini kullandı.
Maduro’nun bu sözleri, Türkiye’nin yakın gelecekte yeni bir güç olarak ortaya çıkacağına dair öngörülerin uzak coğrafyalarda da görüldüğünü göstermektedir. Nitekim, Maduro’nun bu sözleri hamaset değil hakikattir.
Bu sözlerin 2017’de söylenmesi elbette tesadüf de değildir.
Bütün bu süreci anlamak için tarihin önemli duraklarına uğramak gerekmektedir. 24 Eylül 2014 tarihinde, BM 69. Genel Kurulunda Cumhurbaşkanı Erdoğan, bütün dünya liderlerinin gözlerine baka baka “Dünya Beşten Büyüktür!” ilanını yapmıştır. Yeni dünya sistemi için bir tohum olarak atılan ve günün birinde mutlaka tahakkuk edecek bu söz sonraki yıllarda da sık sık gündeme gelmiştir.
Yeni bir gücün doğum sürecinde, bu doğumun da 1990’lı yıllarda olduğu gibi akim kalması için neler neler yapılmıştır. 27 Nisan tarihli e-muhtıra, AK Parti’ye kapatma davası, 17-25 Aralık hadisesi, MİT Tırları, Gezi olayları, en nihayetinde hem Cumhuriyetin hem Türkiye’nin hem de doğrudan Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın hayatının hedef alındığı 15 Temmuz hain darbe girişimi… Maduro’nun “yeni bir güç doğuyor” sözlerine kadar Türkiye’nin atlattığı badirelerden bazılarıdır.
El Salvador Devlet Başkanı Nayib Bukele de 20 Ocak 2022’de Ankara’da Cumhurbaşkanlığı Külliyesindeki konuşmasında “Türkiye çok büyüyor. Bunu görüyoruz. Şu anda güçlü. İleride daha da büyük bir güç olacak ve dünya için çok önemli olacak. Biz de onların yanında olmak istiyoruz. Çünkü biz bu büyümenin bir parçası olmak istiyoruz. Türkiye’nin büyümesinin bir parçası olmak istiyoruz ve ona eşlik etmek istiyoruz.” ifadelerini kullanmıştır.
26 Ekim 2022 saat 20.23’te Cumhurbaşkanı Erdoğan sosyal medya hesabından “Türkiye Yüzyılı” paylaşımı yapmıştır. 28 Mayıs 2023 seçimleri sonrasında Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın göreve başlama töreninin gerçekleştirildiği 3 Haziran 2023 tarihinde, töreni naklen veren bazı TV kanalları, töreni “Türkiye Yüzyılı’nın İlk Günü” yazısı eşliğinde ekranlara verdiler.
18 Aralık 2024 tarihinde Lübnan Başbakanı Mikati de Ankara’da Cumhurbaşkanlığı Külliyesindeki basın toplantısında, “Önce Allah’a, daha sonra Lübnan’ın dostlarına ve özellikle de Türkiye’ye güvenmemiz gerektiğini öğrendik.” demiştir.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Güney Asya Ziyareti
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın geçen haftaki Malezya ziyareti de bu bağlamda önemlidir. Malezya Başbakanı Enver İbrahim’in Türkiye ve Cumhurbaşkanı Erdoğan hakkında yaptığı konuşma bir manifesto gibidir. Konuşmasının bir bölümünde, “Türkiye’yi küresel sahnede vazgeçilmez bir oyuncu hâline getirdi. Türkiye bugün yeniden dirilmiş, kendine güvenen ve küresel olarak angaje olmuş bir ülkedir.” ifadelerini dile getirmiştir. Pakistan Başbakanı Şahbaz Şerif, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ziyaretine ilişkin konuşmasında, “Burada çok büyük bir lider var, sadece Türkiye’nin değil, İslam dünyasının lideri. Liderliğinden ve niteliklerinden çok büyük onur duyuyoruz.” şeklinde ifadeler kullanmıştır. Endonezya kamuoyunda da Türkiye’nin küresel anahtar rolüne dikkat çekilmiş ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’a büyük bir teveccüh gösterilmiştir. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Güney Asya ziyareti Türkiye’nin yeni bir güç olarak doğuşunun bir defa daha teyidi ve tescili olmuştur.
Türkiye’nin yeni bir güç olarak ortaya çıkışı bir hamaset değildir. En batıdaki ülkelerden en doğudaki ülkelere kadar, Türkiye’ye coğrafi olarak uzak olan, birbirlerinden tamamen farklı eksende olan örnekleri çoğaltılabilecek pek çok ülkenin fark ettiği, ilan ettiği bir hakikattir.

