back to top
Çarşamba, Kasım 12, 2025

Mervan Berguti

Direnişin Bir Başka Kahramanı

Kaynak: Saraha News

The Economist tarafından “Dünyanın en önemli tutuklusu” olarak tanımlanan ve 9 Ekim 2025 ateşkesinde İsrail’den özgür bırakılması istenen ancak İsrail yönetimi tarafından reddedilen Mervan Berguti (Ebu’l Kassam), Filistin direnişinin öne çıkan liderlerinden bir diğeri.

Mervan Berguti 1959 yılında doğduğunda, İsrail kurulalı 10 yılı geçmişti. Batı Şeria’nın Ramallah şehrinde yer alan Kobar köyünde doğan Berguti’nin yaşadığı yer, İsrail, 1949 anlaşmasıyla belirlediği ve “Yeşil Hat” olarak belirlediği sınırlarının dışında kalıyordu. Bununla birlikte bölgede yaşanan ekonomik kriz ve politik baskı Berguti’nin 9 kişilik ailesinin fakirlikle mücadele etmesini gerektirdi. Babası zaman zaman Beyrut’a inşaatta çalışmak için gidiyor ve ailenin sorumluluğu Mervan’ın omuzlarına da yükleniyordu. 1967 yılında İsrail Altı Gün Savaşı’ndan büyük bir zaferle çıktığında ise Doğu Kudüs, Gazze ve Batı Şeria’yı ele geçirmişti. Mervan’ın köyünün etrafında hızlıca İsrail askeri üsleri ve Yahudi yerleşimleri kurulmaya başlamıştı. Mervan ve ailesi artık İsrail işgali altında yaşıyordu ve bu durum baskının, İsrail şiddetinin ve toplumsal izolasyonun gözle görülür biçimde artması anlamına gelmekteydi.

Böyle bir ortamda Mervan Berguti 15 yaşında el- Fetih’e katılan genç bir aktivist olarak protesto gösterilerinde ön saflarda yer almaya başladı. 18 yaşına henüz girmeden, el-Fetih’e katılmak, molotof kokteyli hazırlamak ve terörist eylemlerde bulunmak suçlamasıyla Kobar’daki evine gece yarısı yapılan bir baskınla tutuklandı. İki yıl boyunca tutuklu kalan Mervan Berguti, kendi ifadeleriyle akıl almaz işkencelere maruz kaldı. 1978 yılında kısa süreliğine serbest bırakılsa da İsrail yönetimi tarafından yeniden tutuklanıp hapse atıldı, 1983 yılının başlarına kadar da tutukluluk süreci devam etti. Hapisten çıktığında Mervan, akıcı derecede ve aksansız bir şekilde İbraniceyi öğrenmiş, aynı zamanda orta okul-lise eğitimini de tamamlamıştı.

Mervan Berguti’nin siyasi yükselişi ve Filistin direnişinde parlamaya başladığı dönem ise serbest bırakılmasından hemen sonra Bir Zeit üniversitesinde okumasına denk gelmektedir. Üniversitenin Tarih ve Uluslararası İlişkiler bölümünde okumaya başlayan Berguti, öğrencilik yıllarının henüz ilk dönemlerinde El-Fetih’in gençlik örgütünün kurucuları arasında yer aldı ve hareketin hızlıca geniş bir taban bulmasında öncülük etti. Bu anlamda “Şebibe” olarak adlandırılan el-Fetih Gençlik Örgütü, Mervan Berguti’nin liderlik popülaritesinin artmasındaki en önemli köşe taşını oluşturdu. Nitekim, hareketin genç üyeleri kampüs içinde ve dışında İsrail işgalciliğine karşı protesto gösterilerinde bulunuyor, siyonizmin Filistin topraklarından silinmesi adına aktivist eylemlerde bulunmaktan vazgeçmiyorlardı. Mervan da bu eylemlerin organizasyonunda ve uygulamaya geçilmesinde aktif rol oynuyor ve stratejik taktiklerle İsrail güçlerini yormayı başarıyordu. Takipçileri için de Mervan, “Karizmatik, iyi bir hatip ve konuşurken beden dilinin gücünü anlayan bir lider” olarak tanımlanıyordu. Her ne kadar Berguti’nin bu aktivizmi eğitim hayatının 11 yıl sürmesine mal olsa da ismi ve karakteri Filistinliler açısından rol model olarak önemli bir yer edinmeye başladı. Bu çerçevede protestolar ve öğrenci eylemleri nedeniyle 1985 yılının başlarında yeniden göz altına alınan Mervan Berguti, aynı yıl ev hapsiyle cezalandırıldı. Bir yıl sonra ise Berguti, İsrail polisi tarafından sıkıca takip edilecek ve Mervan’ın Filistin topraklarından sürgün edilme sürecinin başlaması için İsrail yönetimine gereken raporları ileteceklerdi. Bununla birlikte Mervan Berguti’yi Filistin’den süren en önemli sebep 1987’de başlayan I. İntifada olacaktı.

Kaynak: JerusalemStrategicTribune 

9 Aralık 1987’de bir İsrail aracının Filistinli işçileri taşıyan minibüse çarpması ve dört Filistinlinin ölmesiyle başlayan süreç, esasen gerçek bir Filistin reaksiyonunu gerektiren arka plana sahipti. Gazze ve Batı Şeria’da artan Yahudi yerleşimin artırılması, İsrail’in 1982 yılında Lübnan’ı işgal etmesi sonrasında Filistin Kurtuluş Örgütü’nün Lübnan’dan çıkarılması ve İsrail’in Filistin halkına yönelik uyguladığı baskılar, intifadayı tetikleyen en önemli unsurlardı. Bu dönemde tüm bu unsurlar büyük bir protesto dalgasının başlamasına yol açsa da esasen ayaklanmalar daha çok şiddet içermeyen bir tepki olarak öne çıktı. Ancak 1987’de Gazze’de dört Filistinli işçinin öldürülmesinin ardından protestoların şiddetlenmesi, İsrail güçlerinin ateş açarak misilleme yapmasıyla karşılık buldu. Mervan Berguti ise, o dönem İsrail Savunma bakanı olan Yithzak Rabin tarafından “İntifada’nın beyni” olarak nitelendirildi ve Filistinlileri tahrik ederek şiddeti yönetme suçlamasıyla Mayıs 1987’de önce Tunus’a, Nisan 1988’de de Ürdün’ün başkenti Amman’a sınır dışı edildi.

Kaynak: CNN World

Mervan Berguti’nin avukat eşi Fadva ve küçük çocuklarıyla birlikte başlayan sürgün yılları, politik aktivizminin hız kazanmasına yol açtı. İsrail yönetiminin tahminlerinin aksine Mervan ve eşi Batı Şeria’yla bağlantılarını kesmek yerine daha da güçlendirdi, bu iletişim sonucunda da Mervan Berguti 1989 yılında el-Fetih’in 5. genel kongresinde 50 üye arasından hareketin Devrim Konseyi üyeliğine seçildi. O dönemde Berguti, el-Fetih’in bu liderlik pozisyonuna seçilen en genç üye olarak bir ilke imza attı.

Oslo’dan İkinci İntifada’ya Berguti’nin Özgür Yılları 

13 Eylül 1993’te I. Oslo Barışı olarak kayıtlara geçen Oslo Anlaşması, İsrail ve Filistin yönetimleri açısından tarihi bir vesika olarak kabul edilmişti. Her iki tarafın da birbirini ilk kez meşru yönetimler olarak kabul ettiği, bir diğer ifadeyle “tanıdığı” anlaşma, onlarca yıldır devam eden çatışmaların artık bitirileceği sözünü veriyordu. Oslo’nun Nervan Berguti’ye bakan tarafı ise, anlaşmanın sonunda sürgün hayatının sona ermesi ve Filistin topraklarına geri dönebileceğine dair varılan mutabakattı.

1994 yılında Ürdün’den ayrılıp Batı Şeria’ya dönen Mervan Berguti, vatanına yeniden kavuşmanın verdiği heyecanla siyasi faaliyetlerini hızlandırmaya başladı. Döndükten iki hafta içinde Batı Şeria’daki el- Fetih liderlerinden Faysal Hüseyni başkanlığında yapılan toplantıda, Hüseyni Berguti’ye hareketin genel sekreterliğini ve kendisinin yardımcısı olmasını önerdi. Filistin direnişinin önemli isimlerinden Abülkadir Hüseyni’nin oğlu olan Faysal, Mervan Berguti için çok hassas bir öneme sahipti. Bu nedenle de Faysal Hüseyni ile birlikte çalışmak, onun yanında olmak, Mervan için mücadelenin gerekli olan parçalarından biriydi. Berguti’inin tereddüt etmeden kabul ettiği bu öneri aynı zamanda çalışmalarında yeni bir dönemin başlangıcını da işaret ediyordu. Harekete yeniden bir canlanma getiren Berguti, Batı Şeria ve Gazze’de konferanslar düzenlemeye başladı. Kısa süre içinde de on binlerce üyenin katıldığı 100’den fazla konferansa öncülük ederek Filistinlilerin umutlarını artırmayı başardı. Bununla birlikte Mervan Berguti, özgürlüğün yalnızca Filistin’in tek taraflı çabasıyla elde edilemeyeceğinin farkındaydı. Bu nedenle de Oslo Anlaşması kapsamında barış yanlısı gibi görünen İsrailli yetkililerle de temaslarda bulunup, iletişim kanalını açık tutarak bir yandan barış sürecine desteğini gösteriyor, diğer yandan da yeni bir savaşın fitilinin ateşlenmesinin önüne geçmeye çalışıyordu.  Bu süreç, Berguti’nin bağımsız bir Filistin devletinden vazgeçtiği anlamına gelmiyor, aksine Filistin devletine giden yolda stratejik adımların atılması yönündeki ince hesapları barındırıyordu. Bu nedenle de Berguti, he ne kadar barış sürecine olumsuz yaklaşsa da İsrail’e karşı şüphesini canlı tutacak, ancak bu hislerini -en azından II. İntifada’ya kadar- aleni bir şekilde belli etmeyecekti.

Mervan Berguti’nin dikkat çeken bu mücadelesi, siyasi kariyerinin derinleşmesine vesile oldu. Berguti, 1996 yılında Filistin’de yapılan genel seçimlerin ardından Ramallah ve El-Bireh Valiliği bölgesinde yüksek oranda oy alarak el-Fetih hareketini temsilen Filistin Yasama Konseyi’ne seçildi. Bununla birlikte siyasi gelişmeler takip edilse de direnişin askeri ve sosyal kanadı da ihmal edilmiyordu. Nitekim, 2000 yılında başlayan II. İntifada Berguti’nin barış sürecinde yaşadığı bir hayal kırıklığı olmakla birlikte büyük sürprizler de doğurmamıştı. Bunun sonucunda da II. İntifada’yla birlikte el-Fetih’in içindeki doğan ve binlerce gönüllüye çatı olan silahlı milis örgütü “Tanzim”’ Berguti’nin liderliğinde organize olmaya başlamıştı. Ayrıca isyanı da destekleyen yürüyüş eylemlerini düzenlemeye devam ediyordu.

Kaynak: Britannica

2001 yılında İsrail’in suikast girişiminden kurtulmayı başarsa da Mervan Berguti, o yılın Nisan ayında Ramallah’ta İsrail askerleri tarafından tutuklandı. Berguti’nin suçu 26 kişinin öldürülmesi ve terör örgütüne üye olmaktı. Yargılanması boyunca İsrail mahkemesinin meşruiyetini tanımayı reddeden Mervan Berguti, yalnızca siyasi bir lider olduğunu söylüyordu. 2004 yılında ise Berguti, beş sivilin ölümünden sorumlu tutularak hüküm giydi. Yargılama sonucunda ise Mervan Berguti 5 müebbet ve ayrıca 40 yıl hapse mahkum edildi.

9 Ekim 2025 yılında HAMAS ile İsrail arasında varılan ateşkes anlaşmasının en önemli maddelerinden biri Mervan Berguti’nin serbest bırakılmasıydı. Ancak İsrail yönetimi bu talebe sert tepki vererek Berguti’nin tutukluluk halinin devam edeceğinin altını çizdi. Ağustos ayında İsrailli yetkili İtamar Ben-Gvir’in Ramon hapishanesinde bulunan Mervan Berguti’nin hücresini basarak, onun işkence görmesinden gurur duyduğunu söylemesi, Berguti’nin popülaritesinin artmasına yol açtı. Mervan’ın görüntüsü işkencenin izlerini dünyaya anımsattı ancak, İsrail’in Berguti’nin liderlik pozisyonunu kaybetmemesi karşısında taşıdığı endişeyi de gözler önüne serdi.

Kaynak: BBC

Mervan Berguti ve Filistin’in Geleceği

Politik hayatı boyunca aktivist kimliği bağlamında zaman zaman dengeli ancak aynı ölçüde de direniş eksenini askeri olarak kaybetmeyecek ruha sahip olan bir lider olan Mervan Berguti için Filistin için mücadele eden tüm safların birleşmesi en önemli fikri zemini oluşturuyor.  Bu noktada iki devletli çözüm için de çağrısına devam eden Berguti, dünyanın Filistin meselesine bir kimlik olarak bakması yönünde mesajlar içeriyor. Bu noktada “Tecritte Bin Gün- A Thousand Days in Solitary Confinement” adlı kitabında Berguti, “tecrit altında insan ne hisseder”, “kimlik nasıl olur”, “direniş nasıl şekillenir” soruları üzerinde düşünerek ve düşündürterek, Filistin’in geleceği için daha fazla çaba sarf edilmesini hayal etmektedir.

Bugün, Filistin liderliği için en üst pozisyonda olan Mervan Berguti, Mahmut Abbas’ın yerine geçebilecek en karizmatik lider olarak kabul edilmektedir. Serbest bırakıldığı takdirde sağlık şartları el verdiği müddetçe Filistin direnişi için yeniden nefes olabilecek olan Mervan Berguti’nin özgürlüğü mevcut şartlarda mümkün gözükmese de, Berguti’nin hapishanedeki varlığı dahi Filistinliler için büyük önem taşımaktadır.

Dr. Tuba Yıldız, Türkiye Araştırmaları Vakfı araştırmacısıdır.

Tuba Yıldız
Tuba Yıldız

Dr. Tuba Yıldız, İstanbul Üniversitesi, İlahiyat Fakültesi, İslam Mezhepleri Tarihi Ana Bilim Dalı öğretim üyesidir. 2011 yılında Ürdün Üniversitesi’nde dil eğitimi aldı. 2012’de İstanbul Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, İslam Tarihi ve Sanatları Ana Bilim Dalı’nda yüksek lisans derecesi; 2018’de de aynı ana bilim dalında “Cebel-i Lübnan’da Osmanlı Devleti’nin Mezhep Politikaları ve Hukuki Uygulamalar (1839-1914)” başlıklı teziyle doktor unvanı elde etti. Doktora eğitimi sırasında Beyrut Amerikan Üniversitesi ve Columbia Üniversitesi’nde misafir araştırmacı olarak bulundu. Geleneğin Hukuku Osmanlının Adaleti: Dürzîler ve Mârûnîler ile Beyrut isimli kitapları bulunan Yıldız, kimlik-siyaset ilişkileri bağlamında Lübnan’daki mezhepsel gruplar üzerine çalışmalarını sürdürmektedir.

RELATED ARTICLES

Zohran Mamdani

Rob Jetten

Geert Wilders

Most Popular

Recent Comments