Eğitim Geçmişi ve Kariyerinin Başlangıcı
Dr. Hüsam Ebu Safiyye (takma adıyla Ebu İlyas), 21 Kasım 1973’te Gazze Şeridi’nin kuzeyindeki Cibaliye Mülteci Kampı’nda doğdu. Ailesi, 1948 yılında Aşkelon bölgesindeki Hamama kasabasından zorunlu göçe maruz kalmış Filistinli bir aileydi. Ebu Safiyye tıp eğitimini Gazze’de tamamladı. Pediatri (çocuk sağlığı) ve neonatoloji (yenidoğan yoğun bakımı) alanlarında yüksek lisans derecesi ve Filistin Tabipler Birliği sertifikasyonu alarak uzmanlaştı.
Dr. Ebu Safiyye, meslek hayatına 1990’ların sonlarında başladı ve özellikle çocuk sağlığı alanında çalışmaya yöneldi. İkinci İntifada sırasında yaralananlara acil bakım sağlamak amacıyla Gazze’nin Beyt Lahiya kentinde açılan Kemal Advan Hastanesi’nde görev aldı. Kemal Advan Hastanesi, ismini 1973’te suikasta uğrayan bir Filistinli lider olan Kemal Advan’dan almıştı. Dr. Ebu Safiyye, hastanenin ilk kadrolarında yer alarak pediatri biriminde hizmet vermeye başladı. Kendi ifadesine göre Gazze dışına çıkmak veya güvenli bölgelere sığınmak için pek çok fırsatı olmasına rağmen, o dönemde dahi mesleğini memleketinde icra etmeyi ve ihtiyaç içindeki çocuk hastalara hizmet sunmayı tercih etti.
Görsel 1: Ebu Safiyye’nin Resmi

Kemal Advan Hastanesi’ndeki Görevi
Kemal Advan Hastanesi, 300 yatak kapasiteli dört katlı yapısıyla Gazze’nin kuzeyindeki en önemli sağlık kuruluşlarından biridir. Özellikle yenidoğan yoğun bakım (YDYB) ve pediatrik yoğun bakım üniteleriyle tanınan hastane, yıllarca bölgedeki binlerce aile için bir umut kapısı olmuştur. Sayısız bebek burada ilk nefesini almış, sayısız çocuk kritik durumdan bu yoğun bakımlar sayesinde kurtarılmıştır. Dr. Ebu Safiyye, pediatri ve neonatoloji uzmanı olarak bu hayati birimlerde görev yapmış ve yenidoğan yoğun bakım ünitesinin geliştirilmesinde ve işletilmesinde kilit rol üstlenmiştir.
Görsel 2: Ebu Safiyye, Kemal Advan Hastanesinde Çalışırken

Dr. Ebu Safiyye yirmi yılı aşkın meslek hayatı boyunca Gazze’de binlerce çocuğun tedavisini üstlenmiş, aileleriyle yakın iletişim kurmuştur. Özellikle çatışmaların yoğunlaştığı dönemlerde hastalarıyla dayanışma içinde olmasıyla tanınmıştır. Genç bir hekimken dahi zor şartlar altında hizmet vermekten kaçınmamış, “beyaz önlüklü bir direnişçi” olarak anılmasını sağlayan bu tutumu meslek hayatı boyunca sürdürmüştür.
Dr. Ebu Safiyye, yıllar içinde hastanedeki idari kademelerde de yükselerek başhekimlik ve hastane müdürlüğü görevlerini üstlendi. 2020’lerin başlarında hastanenin başhekimi konumuna gelen Ebu Safiyye hem idari sorumluluğu hem de klinik görevlerini birlikte yürüttü. Bu dönemde uluslararası sağlık kuruluşlarıyla koordinasyon içinde çalışarak, ilaç ve teçhizat sıkıntıları karşısında hastanenin hizmet vermeye devam etmesini sağlamaya çalıştı. Gazze üzerindeki ambargo nedeniyle kronikleşen elektrik, yakıt ve tıbbi malzeme eksikliklerini gidermek için UNICEF ve Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) gibi kurumlardan destek alınmasında pay sahibi oldu.
Görsel 3: Ebu Safiyye, Hastane’den Çağrı Yaparken

Kaynak: TRT Haber, 2025
Dr. Ebu Safiyye, bir insan hakları savunucusu olarak sivillerin sağlık hakkını uluslararası platformlarda dile getirdi. Bu yönü, kendisine 2025 yılında Filistinli bir hukuk örgütü tarafından Nizar Benat İnsan Hakları Savunucuları Ödülü verilmesiyle takdir edilmiştir. Ödül gerekçesinde, Dr. Ebu Safiyye’nin Gazze’de önde gelen bir hekim olmasının yanı sıra, çatışmalar süresince sağlık hizmetlerini savunmak adına gösterdiği cesaret ve fedakârlığın altı çizilmiştir.
İsrail Saldırıları ve Dr. Ebu Safiyye
7 Ekim 2023’te başlayan İsrail soykırımı, Gazze Şeridi’nde sağlık altyapısını ağır bir şekilde hedef aldı. Özellikle Gazze’nin kuzeyine yönelik yoğun bombardıman ve kuşatma, Kemal Advan Hastanesi gibi kritik tesisleri işlevsiz hale getirme riski doğurdu. İsrail ordusu Ekim 2023 başında Gazze’nin kuzeyini tamamen abluka altına aldığını duyurdu. Yiyecek, su, elektrik ve yakıt ikmali kesildi. Yoğun hava bombardımanıyla yüzlerce sivil hayatını kaybetti. Bu süreçte Dr. Ebu Safiyye, diğer hastane personeliyle birlikte defalarca tahliye uyarısı aldı ancak hastaneyi terk etmeyi kesin bir dille reddetti. Özellikle yeni doğan bebeklerin ve yoğun bakım hastalarının başka bir yere naklinin imkânsız olduğunu belirterek “Hastanemizdeki bebekler ve hastalar varken burayı terk etmemiz söz konusu olamaz” şeklinde açıklamalarda bulundu. Ekim 2023 sonlarında İsrail ordusu hastaneye 24 saat içinde boşaltılması yönünde ültimatom verdiğinde, “Yoğun bakımdaki bebeklerimiz var. Birkaç hastayı tahliye etsek bile geride bırakamayız” diyerek bu emre meydan okumuştu.
Görsel 4: Ebu Safiyye, Hastane’den Açıklama Yaparken

Kaynak: Anadolu Ajansı, 2025.
Aralık 2023’te İsrail kara birlikleri Gazze’nin kuzeyinde ilerlerken Kemal Advan Hastanesi ilk büyük baskınlardan birini yaşadı. 12 Aralık 2023 tarihinde gerçekleşen bu operasyonda hastane çevresinde çatışmalar çıktı ve hastane yerleşkesi kuşatma altına alındı. İsrail askerleri, içerideki tüm erkekleri (16 yaş üstü) dışarı çıkmaya zorladı. Ardından yaklaşık 70 sağlık personelini gözaltına aldı ve bilinmeyen bir yere götürdü. Bu baskında hastanenin doğumhane (doğum servisi) de hedef oldu. Saldırıda iki anne ve yeni doğan bebekleri doğrudan bombalama sonucu hayatlarını kaybetti.
DSÖ Genel Direktörü Dr. Tedros Ghebreyesus, Kemal Advan Hastanesi’ndeki durumu “son derece endişe verici” olarak nitelendirerek uluslararası camiaya acil çağrıda bulundu. Hastane çevresindeki insani durum hızla daha da kötüleşti. 14 Aralık’ta İsrail buldozerleri hastane bahçesinde sığınan yaklaşık 2.500 yerinden edilmiş sivile ait çadırları ezip geçti. Dehşet verici saldırıda birçok yaralı ve hasta enkaz altında kaldı. Görgü tanıkları, “korkunç bir katliam ve tarifsiz manzaralar” yaşandığını aktarırken, bazı sivillerin buldozerlerce canlı canlı gömüldüğünü söyledi.
Görsel 5: Kemal Advan Hastanesi’ndeki Saldırı Görüntüsü

Kaynak: CNN, 2023.
Bu ilk kuşatma sırasında hastanenin o dönemdeki yöneticisi Dr. Ahmed Kahlut da tutuklanarak İsrail tarafından sorguya alındı. Kahlut’a ait olduğu öne sürülen ve İsrail güvenlik servisi Şin Bet’in yayınladığı bir videoda, hastanenin Hamas tarafından askeri amaçlarla kullanıldığına dair “itiraflar” yer aldı. Ancak Filistin Sağlık Bakanlığı bu itirafların zorla ve işkence altında alındığını belirtti. Nitekim daha sonra ortaya çıkan bilgiler, Kahlut’un aslında Filistin Yönetimi İçişleri Bakanlığı’na bağlı sağlık hizmetleri mensubu olduğunu ve videodaki askeri rütbe beyanının bağlamından koparıldığını gösteriyordu.
Dr. Ebu Safiyye bu tartışmaların tam merkezindeydi. Bir yanda meslektaşlarını kaybetmenin ve hastanesinin zarar görmesinin acısını yaşarken, diğer yanda uluslararası medyaya yaptığı açıklamalarda hastanesinin sivillere hizmet ettiğini, iddia edilen askeri faaliyetlerle ilgisi olmadığını savunuyordu. Örneğin bir televizyon röportajında “Ben bir çocuk doktoruyum, burada tedavi ettiğimiz insanlar sıradan sivillerdi. Neden suçlanıp alıkonulduğumu bilmiyorum” diyerek kendisine yöneltilen suçlamaları reddetmiştir.
Mayıs 2024’te İsrail güçleri Cibaliye Mülteci Kampı çevresinde operasyonlar yaparken, Kemal Advan Hastanesi bir kez daha hedef alındı. Takip eden 24 saat içinde hastanenin dört kez daha saldırıya uğradığı rapor edildi. 21 Mayıs’ta hastane güvenlik gerekçesiyle kısmen tahliye edilmek zorunda kalındı. Ancak solunum cihazına ve yoğun bakıma bağlı hastalar taşınamadı. 22 Mayıs’ta acil servis bölümüne füze isabet ettiği sağlık çalışanlarınca bildirildi. İsrail birlikleri hastane kapısına yığınak yaparak kuşatmayı sıkılaştırdı. 24-25 Mayıs günlerinde hem topçu ateşiyle hastaneyi vurdu hem de giriş-çıkışları tamamen kesti. Bu süreçte hastanenin jeneratörleri dahi tahrip edildi ve sağlık personeli ciddi yakıt ve malzeme sıkıntısıyla baş başa kaldı. Ağustos 2024’e gelindiğinde Kemal Advan Hastanesi yetkilileri, yakıt ve ilaç yokluğu nedeniyle hastanenin kapanma riskiyle karşı karşıya olduğunu, 11 çocuğun hayatının tehlikede bulunduğunu dünyaya duyurdular. Dr. Ebu Safiyye, bu çağrılarda ön plandaydı ve “kuşatma altında çocukların ölmemesi için” uluslararası yardım talep ediyordu.
Görsel 6: Bombalanan Kemal Advan Hastanesi

Kaynak: Anadolu Ajansı, 2024.
Ekim 2024, Gazze’ye yönelik İsrail kuşatmasının yeniden şiddetlendiği bir dönem olarak tarihe geçti. İsrail ordusu Ekim ayının ilk haftasında bölgedeki tüm hastanelerin boşaltılması talimatını yineledi ve sivil halka güneyde belirlenen bölgelere göç etmeleri için çağrı yaptı. Ancak Dr. Ebu Safiyye ve birkaç cesur meslektaşı, bu emre yine uymayarak Kemal Advan Hastanesi’nde kalmaya devam etti. Onların bu kararı, hastaneyi aynı zamanda çevredeki binlerce yerinden edilmiş kişi için de bir sığınak haline getirdi. Hastane bodrumları ve koridorları, evlerini terk eden ailelerle doldu. Yaklaşık 350-400 sivil çatışmalardan kaçıp hastaneye sığındı.
Dr. Ebu Safiyye, ısrarla uluslararası camiaya çağrılar yaparak “Hastanemiz kasten hedef alınıyor, amaç bizi öldürmek ve zorla göç ettirmek” diyordu. 23 Aralık 2024 tarihli bir video mesajında, İsrail ordusunun hastane etrafına uzaktan kumandalı patlayıcı yüklü robotlar yerleştirdiğini ve binaların tüm çevresinin patlayıcılarla sarıldığını belirterek durumun ciddiyetini anlattı. Bombardımanın aralıksız sürdüğünü, gece gündüz hastane kampüsüne roket ve mühimmat düştüğünü söyleyerek, “Durum son derece korkunç. Lütfen daha fazla geç olmadan müdahale edin” sözleriyle uluslararası topluma seslendi.
Ekim 2024 sonunda İsrail askerleri hastaneye bir baskın daha düzenledi. Bu baskında Dr. Ebu Safiyye ilk kez doğrudan kısa süreliğine gözaltına alındı. İsrail güçleri 40’tan fazla sağlık çalışanını kelepçeleyip sorgu için götürürken, Dr. Ebu Safiyye’yi de darbederek etkisiz hale getirdiler. Ancak gelen tepkiler üzerine veya koşullar gereği bu ilk gözaltı uzun sürmedi. Dr. Ebu Safiyye aynı gün içinde serbest bırakılarak hastaneye döndü ve geride kalan az sayıda meslektaşıyla birlikte çalışmalarını sürdürdü. Fakat bu baskın sırasında yaşanan bir olay, Ebu Safiyye’yi derinden yaraladı. İsrail güçleri hastane girişinde bulunan oğlu İbrahim Ebu Safiyye’yi bir drone saldırısıyla katletti. 20’li yaşlarındaki İbrahim, babasına yardım etmek için hastanede bulunan sivil gönüllülerden biriydi. Dr. Ebu Safiyye, evladını kaybetmesine rağmen görevini bırakmadı. Oğlunun cenaze namazını hastane avlusunda kıldırdı ve bu esnada yaptığı açıklamada “Beni buradan çıkarmak için oğlumu kasten öldürdüler” dedi.
Görsel 7: Ebu Safiyye, Oğlunun Cenaze Namazını Kıldırırken

Kaynak: Yeni Şafak, 2024.
Kasım 2024’te çatışmalar devam ederken Dr. Ebu Safiyye bir kez daha yaralandı. 23 Kasım günü hastanede bir ameliyattan çıkmak üzereyken İsrail’e ait bir insansız hava aracı (drone) hastaneyi hedef aldı ve Dr. Ebu Safiyye’nin bulunduğu bölüme şarapnel parçaları saçıldı. Doktorun bacağına altı adet şarapnel parçası isabet etti, atardamarlarında ve toplardamarlarında yırtıklar oluştu, ciddi kan kaybetti. Meslektaşları tarafından acilen müdahale edilen Dr. Ebu Safiyye, hayati tehlikeyi atlattıktan hemen sonra yine uluslararası topluma meydan okuyan bir mesaj verdi. Kameralar karşısında baston ya da sedye desteği olmaksızın ayakta durmaya çalışarak, “Bu bizi durduramayacak. Ben işyerimde yaralandım ve bu benim için bir onurdur. Kanım, hizmet ettiğimiz halkın kanından daha değerli değildir. İyileşir iyileşmez hastalarıma dönüp görevime devam edeceğim” sözlerini sarf etti.
İsrail ordusu aralık ayında kuzey Gazze’ye yönelik yeni bir kara harekâtı başlattı ve haftalarca süren kuşatmanın ardından 27 Aralık 2024’te Kemal Advan Hastanesi’ne kapsamlı bir baskın düzenledi. Bu baskın, hastanenin artık tamamen işlevsiz hale getirilmesine ve Dr. Ebu Safiyye dahil tüm sağlık personelinin esir alınmasına yol açtı. Hastane müdürlüğü kaynaklarının bildirdiğine göre, İsrail askerleri 26-27 Aralık gecesi hastaneyi sardıktan sonra içerideki yaklaşık 350 kişiyi zorla dışarı çıkardı. Ardından hastanenin cerrahi servisini, laboratuvarını ve tıbbi malzeme depolarını kasten ateşe verildi. Alevler kısa sürede sağlık kompleksinin tüm binalarına yayılarak dört bir yanı sardı. Gazze Sağlık Bakanlığı bu durumu “hastanenin jeneratörleri dahil tüm altyapısı tamamen yakıldı, ameliyathaneler, acil servisler, bakım üniteleri tamamen tahrip oldu” şeklinde rapor etti. İsrail ordusu ise aynı gün yaptığı açıklamada, herhangi bir somut kanıt sunmadan Kemal Advan Hastanesi’nin “Hamas’ın terör üssü” olarak kullanıldığını iddia ederek baskını savundu. O ana dek kuzeyde faal kalan son hastane de böylece işlevsiz hale getirilmiş oldu. Sağlık görevlileri silah namlusu tehdidiyle hastaları kucaklayarak başka yerlere taşımak zorunda bırakıldı.
Görsel 8: İsrail Tarafından Saldırıya Uğrayan Kemal Advan Hastanesi

Kaynak: TRT Haber, 2024.
Baskın sırasında Dr. Ebu Safiyye ve beraberindeki sağlık personelinin akıbeti başlangıçta belirsiz kaldı. Görgü tanıkları, İsrail askerlerinin teslim olmayı reddeden bazı kişiler hakkında yargısız infazlar (saha infazları) gerçekleştirdiğini söyledi. Hastane civarında silahsız sivillerin vurularak öldürüldüğü söylendi. Bu esnada Dr. Ebu Safiyye’nin de ağır şekilde darp edildiği ve yere yatırılarak kelepçelendiği görüntüler Filistin medyasına yansıdı. Çok geçmeden, İsrail ordusu, Dr. Ebu Safiyye’yi tutukladığını resmen doğruladı. İsrail askeri sözcüsü, Dr. Ebu Safiyye’nin “Hamas terör örgütü üyesi olmasından şüphelenildiğini” ve 1939 tarihli “Yasadışı Savaşçılar Yasası” kapsamında gözaltına alındığını duyurdu. Ancak bu suçlamaya ilişkin hiçbir somut kanıt veya belge sunulmadı. Filistin Sağlık Bakanlığı yetkilileri ve Dr. Ebu Safiyye’nin ailesi, bu suçlamaların asılsız olduğunu vurgulayarak onun yalnızca bir hekim sıfatıyla hareket ettiğini, hastanede hiçbir siyasi veya askeri faaliyette bulunmadığını ifade ettiler.
Görsel 9: Ebu Safiyye’nin Hapishane Görüntüsü

Kaynak: Anadolu Ajansı, 2025.
Hastanenin kuşatıldığı 11 haftalık süre boyunca aralıksız görev yapan Dr. Ebu Safiyye, vücudu zaten bitkin haldeyken tutulduğu hapishanede de kötü koşullara maruz kaldı. Uluslararası Af Örgütü, aralık ayının sonunda bir açıklama yaparak, İsrail’in yüzlerce Filistinli sağlık çalışanını suçlama olmaksızın gözaltında tuttuğunu, bu kişilerin işkence ve kötü muameleye maruz bırakıldığını bildirdi. Af Örgütü, sağlık personelinin derhal serbest bırakılması çağrısında bulunarak, Dr. Ebu Safiyye’nin durumunun da bu genel tablonun parçası olduğunu vurguladı.
Dr. Ebu Safiyye’nin karşı karşıya kaldığı bu süreç hem Filistin’de hem de uluslararası düzeyde geniş yankı uyandırdı. DSÖ, İsrail’in hastanelere düzenlediği baskınları sert bir dille kınayan açıklamalar yaptı. DSÖ Genel Direktörü Ghebreyesus, Aralık 2024 sonunda yaptığı açıklamada “Gazze’de hastaneler savaş alanına döndü, sağlık sistemi ağır tehdit altında” diyerek Dr. Ebu Safiyye’nin derhal serbest bırakılması çağrısında bulundu.
Görsel 10: Ebu Safiyye’nin Yıkıntılar Arasında Yardıma Gidiş Anı

Kaynak: Yeni Şafak, 2024.
Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Özel Raportörleri de konuya müdahil oldu. BM Sağlık Hakkı Özel Raportörü Dr. Mofokeng ile İşgal Altındaki Filistin Toprakları İnsan Hakları Özel Raportörü Albanese, 3 Ocak 2025’te ortak bir açıklama yaparak “Kemal Advan Hastanesi’ne yapılan ölümcül baskının, sağlık hakkının açık bir ihlâli olduğunu” bildirdi. Aynı açıklamada Dr. Ebu Safiyye’nin keyfî biçimde tutuklanması ve alıkonulmasının endişe verici olduğu ifade edilerek, İsrail’e uluslararası insancıl hukuka uyması ve sağlık çalışanlarını hedef almaktan vazgeçmesi çağrısı yapıldı.
2025 yılının şubat ayında, İsrail’de yayın yapan Kanal 13 televizyonu Dr. Ebu Safiyye ile hapishanede yapılmış bir röportaj görüntüsü yayınladı. Doktorun elleri ve ayakları zincirlenmiş haldeki bu görüntüleri sosyal medyada infial yarattı. 2025 yılının ilk aylarında Gazze’deki aktif çatışmalar görece durulup geçici ateşkesler sağlandığında, Dr. Ebu Safiyye’nin ismi olası esir takası listelerinde gündeme geldi. Aralık 2024 sonunda varılan bir ateşkes ve esir değişimi anlaşmasının ilk aşamasında, İsrail tarafının Dr. Ebu Safiyye’yi serbest bırakmayı kabul ettiği yönünde haberler çıktı. Hatta Ocak 2025’te Aşkelon’daki bir mahkemeye çıkarıldığı ve serbest bırakılması için bürokratik işlemlerin başladığı söylendi. Ancak bu gelişmeler boşa çıktı. Şubat 2025’te Dr. Ebu Safiyye’nin Batı Şeria’daki Ofer Hapishanesi’ne nakledildiği ve halen tutuklu bulunduğu kesinleşti. Ekim 2025’te varılan ateşkes sürecinde de Dr. Ebu Safiyye’nin serbest bırakılacaklar listesinde olduğu haberleri çıktı. Fakat şu ana kadar bununla ilgili olumlu bir gelişme henüz yaşanmadı.
Gürkan Demir, Türkiye Araştırmaları Vakfı araştırmacısıdır.

