Cuma, Ekim 10, 2025

Enes es-Şerif

 Görsel 1: Gazze Şeridi’nin İsrail’i ifşa eden sesi: Enes eş-Şerif

Kaynak: A Haber

“Büyüyünce ben de gazeteci olacağım” demişti Enes es-Şerif. Oldu da… Kendi halkına yönelik soykırımı; ailesinin neredeyse tamamını şehit verdiği o soykırımı dünyaya duyuran bir kahraman oldu.

3 Aralık 1996’da Gazze’nin kuzeyindeki Cibaliya Mülteci Kampı’nda doğan Şerif, çocukluğunu savaş, kriz ve yoksulluğun ortasında geçirdi. Birleşmiş Milletler Yakın Doğu’daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı (UNRWA) ve Filistin Eğitim Bakanlığı okullarında eğitim gördü, 2014’te kaydolduğu El-Aksa Üniversitesi Radyo-Televizyon bölümünden 2018’de mezun oldu.

İki çocuk babasıydı. Eşinin en kıymetlisi, anne ve babasının göz nuru, dostlarına öz kardeş gibiydi.

Görsel 2: Şehit gazeteci çocuklarıyla birlikte

Kaynak: Haber 7

Gazetecilik Kariyeri

Mesleğe North Media Network’te gönüllü olarak başlayan Şerif, daha sonra Al Jazeera Gazze muhabiri oldu. Olayların tam merkezinden haber yapan cesur saha haberciliğiyle tanındı. 2024’te, Gazze’nin kuzeyinde ablukanın ve açlığın en ağır döneminde, iletişimin kesildiği günlerde bile haberlerini iletmek için ev ve hastane çatılarına tırmanarak internet sinyali aradı.

Şerif’in kamerası, açlıktan ağlayan çocukları, enkazda yiyecek arayan anneleri, soğuk ve hastalıkla boğuşan yüzlerce sivilin sığındığı okul çadırlarını dünyaya gösterirken, “En acı verici şey sadece bombalamalar değil, bir çocuğun bütün gün tek bir öğün bile yiyemeden ağladığını görmek” demişti.

Görsel 3: Katil İsrail gazetecilere saldırdı: 5 kişi öldü

Kaynak: İstiklal 

Gazze’deki Soykırımı Dünyaya Duyurdu

İsrail’in UNRWA okullarını, hastaneleri ve yoğun nüfuslu bölgeleri sistematik biçimde bombalamasını belgeleyen Şerif, cesareti nedeniyle Uluslararası Af Örgütü Avustralya tarafından “İnsan Hakları Savunucusu” ödülüne layık görüldü.

Ancak İsrail ordusu, Şerif’i hedef göstermeye devam etti, defalarca Hamas’a üye olmakla suçladı. İsrail ordusu 11 Aralık 2023’te Şerif’in ailesinin Cibaliye’deki evini hava saldırısıyla hedef aldı ve babasını öldürdü. Bu iddialar, Al Jazeera ve uluslararası basın kuruluşları tarafından “asılsız ve gazetecileri susturmaya yönelik girişimler” olarak nitelendirildi ve kınandı.

Şerif, bu suçlamalara karşı X hesabından, “Hiçbir siyasi bağlantım yok. Tek görevim, sahadaki gerçeği tarafsız şekilde aktarmak” diye yazmıştı.

BM Düşünce ve İfade Özgürlüğü Özel Raportörü İrene Han, geçtiğimiz temmuz ayında yaptığı açıklamada, Şerif’in maruz kaldığı tehditleri kınamış ve bu suçlamaları “asılsız” olarak nitelendirmişti.

Görsel 4: İsrail tarafından katledilen El Cezire muhabiri Enes el-Şerif

Kaynak: Haber 7

İsrail, Hakikatin Üzerine Bomba Yağdırdı

Katar merkezli Al Jazeera televizyonunun saha muhabiri olan Şerif, Gazze’deki medya ablukasını kıran, açlık ve İsrail katliamlarını dünyaya duyuran nadir seslerdendi. Ancak bu cesur haber dili, İsrail ordusunu rahatsız etti, kendisine yönelik defalarca kışkırtma kampanyası başlatıldı.

Şerif, İsrail’in saldırısına uğrayabileceğini öngörerek, 28 yaşında vasiyetini yazdı. Ve hissettiği başına geldi. Gazze kentindeki Şifa Hastanesi yakınında bulunan basın çadırına düzenlenen İsrail hava saldırısında, Al Jazeera muhabiri Enes eş-Şerif’in de aralarında bulunduğu 6 gazeteci hayatını kaybetti.

Gözlemcilere göre, Enes eş-Şerif gibi cesur bir ses, Gazze’deki gerçeğin dünya kamuoyuna ulaşmasını istemeyen İsrail için kabul edilemezdi. Şerif’in öldürülmesi, İsrail’in geçen hafta onaylanan Gazze’yi aşamalı işgal planının bir parçası olarak, şehri işgal etmeden önce gazetecileri susturma stratejisinin bir yansıması olarak değerlendirildi.

Görsel 5: İsrail ordusu Al Jazeera’nin Gazze Muhabiri Şerif’i hedef göstermeye devam ediyor

Kaynak: Anadolu Ajansı 

Enes es-Şerif’in Vasiyeti

Bu benim vasiyetim ve son mesajımdır. Eğer bu sözlerim size ulaştıysa bilin ki İsrail beni öldürmeyi ve sesimi susturmayı başardı. Selamünaleyküm ve rahmetullahi ve berekatühü.

Gözlerimi açtığım andan itibaren Cibaliya Mülteci Kampı’nın sokaklarında ve mahallelerinde büyüdüm. Umudum, Allah’ın ömrümü uzatması ve ailemle, sevdiklerimle birlikte asli yurdumuz olan işgal altındaki Askalan’a (Mecdel) dönebilmekti. Ancak Allah’ın takdiri ve hükmü daha önce tecelli etti.

Acıyı her detayıyla yaşadım, acıyı ve kaybı defalarca tattım, buna rağmen gerçeği çarpıtmadan ve saptırmadan olduğu gibi aktarmaktan hiçbir zaman vazgeçmedim.

Allah, sessiz kalanların, katledilmemize razı olanların, nefeslerimizi kesenlerin, çocuklarımızın ve kadınlarımızın parçalanmış bedenlerinin kalplerinde en ufak bir sarsıntı yaratmayanların ve halkımıza bir buçuk yılı aşkın süredir devam eden katliamı durdurmayanların şahididir.

Filistin’i size emanet ediyorum. Müslümanların tacındaki mücevher, dünyadaki her özgür insanın kalbinin atışı olan Filistin’i… Halkına, zulme uğrayan küçük çocuklarına sahip çıkın. Onların bedenleri, İsrail’in binlerce ton bombası ve füzesiyle paramparça edildi, duvarlara saçıldı. Sizi zincirler susturmasın, sınırlar durdurmasın. Ülkenin ve halkın özgürlüğü için köprü olun, ta ki özgürlük ve onur güneşi ülkemizin üzerine doğana dek.

Aileme iyi bakın. Gözümün nuru, sevgili kızım Şam’a sahip çıkın. Onu büyürken göremedim. Oğlum Salah’a destek olun, onunla birlikte yürüyemeden aranızdan ayrıldım. Sevgili anneme iyi bakın. Duasıyla vardığım yere vardım, onun duaları kalkanım, yolu aydınlatan ışığım oldu. Allah kalbine sabır versin ve ona en güzel mükafatı versin. Hayat arkadaşım, Ummu Salah’a (Beyan) da sahip çıkın. Savaş bizi uzun aylar ayırdı ama o hep sözünde durdu, dimdik durdu, kökleri sağlam bir zeytin ağacı gibi eğilmedi. Sabırla emaneti taşıdı.

Ey Allah’ım, beni şehitler arasına kabul et, geçmiş ve gelecek günahlarımı bağışla, kanımı halkım ve ailem için özgürlük yolunu aydınlatan bir ışık kıl. Eksik kaldıysam beni affet, bana rahmet dileyin; çünkü verdiğim sözü tuttum, değiştirmedim, ihanet etmedim

Beni affedin, hakkınızı helal edin, dua edin. Gazze’yi unutmayın, beni de bağışlanma ve kabul için dualarınızda unutmayın.” 

Görsel 6: Şehit gazeteci yıkıntıların arasındayken

Kaynak: İnternet Haber

 Nazlı Mumay, gazetecidir.

Nazlı Mumay
Nazlı Mumay

Nazlı Mumay, İstanbul doğumlu bir gazeteci ve televizyon habercisidir. Selçuk Üniversitesi Sosyoloji Bölümü’nden mezun olduktan sonra Anadolu Üniversitesi Radyo-Televizyon Programcılığı önlisans ve Marmara Üniversitesi’nde Radyo-Televizyon alanında yüksek lisans eğitimini tamamlamıştır. Gazeteciliğe üniversite televizyonlarında başlayan Mumay, ALTUS Prodüksiyon, Flash TV, Kon TV, Akşam Gazetesi ve Gaziosmanpaşa Belediyesi’nde muhabirlik, editörlük ve sunuculuk görevlerinde bulunmuştur.

2020’den bu yana TVNET bünyesinde kıdemli editör, muhabir ve haber seslendirmeni olarak görev yapmaktadır. Aynı zamanda akşam haber akışının sorumluluğunu üstlenmekte, son dakika gelişmelerini sahadan ya da canlı bağlantılarla aktarmaktadır.

Çeşitli medya akademilerinde eğitim almış Türkiye Araştırmaları Vakfı ve Diplomasi Vakfı gibi kurumların seminerlerine katılmış; “Küresel Dış Siyaset ve Güvenlik Atölyesi” gibi platformlarda moderatörlük yapmıştır. Habercilik, diksiyon, medya etiği ve dijital medya alanlarında 30’dan fazla sertifikalı eğitime katılmıştır.

RELATED ARTICLES

Most Popular

Recent Comments