back to top
Cumartesi, Kasım 15, 2025
Ana SayfaYayınlarPortrePORTRE | Lee Jae-myung

PORTRE | Lee Jae-myung

Fabrika Katlarından Devlet Başkanlığı Sarayına, Mücadeleyle Şekillenen Bir Hayat

1963 yılında Güney Kore’nin Andong kentinde doğan Lee Jae-myung, aşırı yoksullukla boğuşan bir ailenin yedi çocuğundan beşincisi olarak dünyaya geldi. Doğum tarihi, hem dönemin yüksek bebek ölüm oranları hem de ailesinin resmi kaydı yaklaşık bir yıl ertelemesi sebebiyle tam olarak kesinleşmemiştir. Ailesinin karşılaştığı ağır mali güçlükler sebebiyle Lee’nin örgün eğitimi gençlik yıllarının başında yarıda kaldı. Lee, daha çocuk sayılacak bir yaşta ailesinin gelirine katkıda bulunmak için Seul’e bağlı Seongnam şehrinde çeşitli fabrikalarda yasa dışı olarak çalışmaya başladı. Bu dönemleri, ciddi zorluklar ve mahrumiyetlerle geçti. Bu erken yaşlarda fabrika işçisi olarak çalıştığı sırada geçirdiği bir iş kazası sonucunda sol kolunda kalıcı bir hasar oluşmuş ve sol kolu bir daha düzleştirilemeyecek şekilde sakat kalmıştır. Lee, yoklukla geçen çocukluk yıllarını “sefalet içinde bir dönem” olarak tanımlamıştır. Okul üniforması giyen öğrencilere ve doyasıya yemek yiyebilenlere imrendiğini hatırladığını söylüyor. Henüz 13 yaşındayken, bir kuyumcu atölyesinde günde 12 saat boyunca solumak zorunda kaldığı keskin kimyasal dumanlar arasında lehim işi yaparak çalıştı. Örgün eğitimin dışında geçen bu yıllara rağmen, eğitimini kendi çabasıyla sürdürdü ve iş saatleri dışında hazırlandığı sınavlarla ortaokul ve liseyi dışarıdan tamamladı.

Fotoğraf 1: Lee’nin lise denklik sınavı başvuru formu fotoğrafı

Kaynak: TIME

1982 yılında Lee, Seul’deki Chung-Ang Üniversitesi’nde hukuk okumak üzere tam burs kazandı. Dört yıl sonra, 1986‘da baro sınavını başarıyla geçti. Bir avukat olarak Lee, sanayi kazası mağdurlarının ve kentsel dönüşüm girişimleri nedeniyle tahliyeyle karşı karşıya kalan bireylerin haklarını savunarak, dışlanmış kişiler adına yaptığı savunmalarla tanındı. Yaklaşık yirmi yıl boyunca insan hakları avukatı olarak çalıştı. Sosyal aktivizmin toplumsal etkisinin sınırlı olmasından duyduğu hayal kırıklığı, sonunda onu siyaset sahnesine girme kararına itti.

Fotoğraf 2: Lee’nin bir hukuk firmasında çalıştığı yıllara dair fotoğrafı

Kaynak: TIME

Lee’nin siyasi kariyeri, 2005 yılında Demokrat Parti’nin selefi olan sosyal-liberal Uri Partisi’ne katılmasıyla başladı. 2006’da Seongnam belediye başkanlığı ve 2008’de milletvekilliği için yaptığı ilk başarısız girişimlerin ardından, 2010’da Seongnam’da belediye başkanlığı görevini başarıyla kazandı ve 2014’te yeniden seçildi. Belediye başkanlığı döneminde, sınırlı bir evrensel temel gelir biçimi gibi popülist ekonomik politikalar ve ücretsiz okul üniforması, ücretsiz okul yemekleri ve yeni annelere mali destek gibi refah girişimlerini uygulayarak ulusal çapta dikkatleri üzerine çekti. Ayrıca kendinden önceki belediye başkanı tarafından bırakılan 400 milyon doların üzerinde belediye borcunu geri ödedi ve vatandaşlara daha erişilebilir olmak için ofisini dokuzuncu kattan ikinci kata taşıdı. Bir devlet hastanesi inşa etme kampanyası vaadini yerine getirdi ve bu hastane bir Kovid tedavi merkezi haline geldi. 2018’den 2021’e kadar Güney Kore’nin en kalabalık bölgesi olan Gyeonggi Eyaleti valisi olarak görev yaptı. Bu görevi sırasında, kriz yönetimine yönelik pragmatik yaklaşımıyla, bilhassa Kovid-19 salgınını etkin bir biçimde yönetmesiyle, iş birliğine yanaşmayan dini gruplara karşı aldığı önlemler ve ülkede bulunan yabancı işçilere yönelik test uygulamalarını başlatmasıyla önemli takdirler topladı.

Lee’nin ulusal siyaset sahnesine girişi, 2022 başkanlık seçimlerinde Demokrat Parti adayı olarak gerçekleşti. Bu seçimi Yoon Suk-yeol’a karşı yüzde 0,73 oy farkıyla, Güney Kore tarihindeki en az farkla kaybetti. Valilik görevini tamamladıktan sonra ülkenin Ulusal Meclisine seçildi ve Ağustos 2022’de Demokrat Parti liderliğini üstlendi. Başkanlığa giden yolu, Yoon Suk-yeol’un 3 Aralık 2024’te sıkıyönetim ilan etmesiyle patlak veren anayasal krizle önemli ölçüde kolaylaştı. Sıkıyönetim ilanının hemen ardından birkaç saat içinde Lee, bir canlı yayın aracılığıyla halka seslendi ve onları Ulusal Meclis dışında protesto yapmaya çağırdı. Kendisi Ulusal Meclis’e girmek için çitlerin üzerinden tırmanan milletvekilleri arasındaydı ve sıkıyönetimi kaldırma kararının meclisten geçirilmesine yardımcı oldu. Bu olay, nihayetinde Yoon’un azledilmesine ve görevden alınmasına yol açtı. Bu karar, Güney Kore Anayasa Mahkemesi tarafından 4 Nisan 2025’te oy birliğiyle onaylandı. Lee, parti adaylığını Demokrat Parti içerisinde ezici bir destekle, ön seçimde oyların neredeyse yüzde 90’ını alarak sağladı ve 3 Haziran 2025’te yapılan erken seçimde zaferle çıkarak Güney Kore’nin yeni başkanı oldu. Resmi olarak 4 Haziran 2025’te göreve başladı. Kariyeri boyunca Lee, arsa yolsuzluğu skandalıyla bağlantılı rüşvet, seçim yasası ihlalleri ve güveni kötüye kullanma iddialarını içeren ve hâlâ devam eden bir dizi hukuki sorunla karşı karşıya kaldı. Lee, bütün bu suçlamaların siyasi amaçlı olduğunu savunmaktadır. Ayrıca, Ocak 2024’te, başkan olmasını engellemek isteyen bir adam tarafından boynundan bıçaklandığı saldırıdan sağ kurtuldu. 

Fotoğraf 3: Lee, Busan’a yaptığı ziyaret sırasında bıçaklı saldırıya uğramıştı

Kaynak: TIME

İdeoloji

Lee Jae-myung, geniş çapta popülist bir çekiciliğe sahip ilerici bir pragmatist olarak karakterize edilir. Siyasi kanaatleri, yoksulluk ve adaletsizlikle kişisel düzeyde yaşadığı deneyimlere derinden dayanmakta olup, bu tecrübeleri ilerici düşünsel perspektifinin temelini oluşturduğunu açıkça ifade etmektedir. Ekonomik eşitsizliği azaltmaya ve sosyal refahı artırmaya yönelik politikaları sürekli olarak savunmuştur. İdeolojisinin temel ilkeleri şunları kapsamaktadır:

Lee, ekonomik eşitliğin ve sosyal refah programlarının genişletilmesinin kararlı bir savunucusudur. Belediye başkanlığı döneminde hayata geçirdiği evrensel temel gelir düzeyi ve ücretsiz okul üniformaları gibi girişimler, toplumun en kırılgan kesimleri için güçlü bir güvenlik kalkanı oluşturma konusundaki sarsılmaz kararlılığını ortaya koymaktadır. Bu adımlarla halkın güvenini yeniden tesis etmeyi ve adil, eşitlikçi bir toplum inşa etmeyi hedeflemektedir. Lee, 2022’de yaptığı bir konuşmasında şu duruma dikkat çekmişti:

“Yoksulluk bir günah değildir, ancak yoksulluk yüzünden yaşadığım adaletsizliklere karşı her zaman özellikle hassas oldum. Şimdi siyasette olmamın nedeni, benim kaçmayı başardığım yoksulluk ve umutsuzluk çukurunda hâlâ acı çekenlere, adil bir toplum ve umut dolu bir dünya inşa ederek yardım etmektir”.

Ayrıca ekonomiyi önceliklendireceğini, yapay zekaya daha fazla yatırım yapmayı, dört buçuk günlük haftalık çalışma saatlerini ve çocuk sayısına orantılı olarak ebeveynlere vergi indirimlerini önermeyi taahhüt etti.

Lee’nin siyasi gündeminin önemli bir odak noktası, yolsuzlukla mücadele ve güçlü chaebol sistemi içinde reformları savunmaktır. Bu amaçla mevcut güç odaklarına ve statükoya sürekli olarak meydan okudu ve Güney Kore’nin muhafazakâr düzenini sık sık “açgözlü ‘sahte muhafazakarlar'” olarak kınadı. Lee, sözünü sakınmayan, samimi ve zaman zaman çatışmacı iletişim tarzıyla tanınır. Bu yaklaşımı, sosyal ve siyasi eğilimleri belirlemede stratejik bir avantaj olarak değerlendirilse de siyasi rakiplerini düşmanlaştırma potansiyeli taşıdığı eleştirilerine de yol açmaktadır. Bununla beraber, ilerici eğilimlerine rağmen, Lee kariyeri boyunca dikkate değer bir pragmatizm de sergilemiştir. Bu yönü, özellikle son başkanlık kampanyasında daha belirgin hâle geldi. Bu kapsamda, daha geniş bir seçmen kitlesine ulaşmak amacıyla belirli ilerici prensipleri ve söylemleri stratejik olarak geri planda tuttuğu gözlemlenmiştir. Siyasi analistler onun bu yönünü şartlara ve zamanın gerekliliklerine uyarlanabilir, esnek ve aynı zamanda da dirençli bir figür olarak nitelendirmektedir.

Dış Politika Yaklaşımı

Dış ilişkiler alanında Lee, Kuzey Kore ile ilişkileri geliştirmeyi ve aynı zamanda nükleer silahsızlanmayı sürdürmeyi amaçlamaktadır. Bu tutumu, aynı zamanda Demokrat Partisi’nin uzun süredir devam eden konumuna da uygun bir yaklaşımdır. Ayrıca, Güney Kore’nin en büyük ticaret ortağı olarak Çin’in kilit rolünü kabul ederek, Çin ve Rusya’yı yabancılaştırmadan ABD-Kore güvenlik ittifakını sürdürmeyi planlamaktadır. Aynı zamanda, ABD ve Japonya ile üçlü iş birliğini güçlendirmeyi de taahhüt etmiştir. Kuzey Kore konusunda, “Kuzey Kore’nin nükleer tehditlerine kararlı bir şekilde yanıt verirken, iletişim kanallarını da açık tutmayı” vaat etmektedir. Lee, ABD-Güney Kore ittifakını ülkenin ulusal güvenliğinin omurgası olarak görmektedir.

Destek Aldığı Kesimler

Lee Jae-myung’un destek tabanı, kişisel geçmişi ve siyasi görüşleriyle güçlü bir şekilde özdeşleşen belirli demografik gruplardan ve toplumsal kesimlerden oluşmaktadır. Zor şartlar altında geçen çocukluk yılları ve mütevazi kökenlerinden siyasi yükselişe doğru kaydettiği olağanüstü yolculuk, işçi sınıfı seçmenlerinden ve yerleşik siyasi elitler tarafından kendilerini dışlanmış hisseden bireylerden önemli destek almıştır. Toplumun alt kesimlerinde kalmış savunmasız bireyler için geniş bir güvenlik yelpazesi sağlama konusundaki vurgusu, bu gruplarda derin bir şekilde yankı uyandırmaktadır. Lee, Mart 2022’de yaptığı bir konuşmada: “Uyguladığım her politikanın arkasında kendi yoksul ve sefil hayatım, sıradan Güney Korelilerin günlük mücadeleleri vardı. Bugün siyasette olmamın nedeni, benim kurtulmayı başardığım aynı yoksulluk ve umutsuzluk havuzunda hâlâ acı çekenler için… Umut dolu bir dünya yaratmak istememdir,” demektedir. Sol eğilimli Demokrat Parti’nin önde gelen figürü olarak Lee, partinin geleneksel seçmenlerinden güçlü bir destek almaktadır. İlerici reformlara, sosyal refah girişimlerine ve tarihi adaletsizliklere, ara sıra yaşanan tartışmalara rağmen tutarlı bir şekilde odaklanması, parti içinde kendisine son derece sadık olan bir destek tabanı oluşturmasını sağlamıştır.

Lee’nin belediye başkanı ve vali olarak görev yaptığı dönemdeki, evrensel temel gelir düzeyi ve çeşitli ücretsiz refah programları da dahil olmak üzere popülist odaklı ekonomik politikaları tanıtması, günlük yaşamlarında somut iyileştirmeler arayan vatandaşlara güçlü bir şekilde hitap etmiştir. Bu algı, açık iletişim tarzını ve kamu endişelerine yanıt verme yeteneğini takdir eden sakinler arasında şiddetli bir sadakat geliştirmiştir. Muhafazakâr düzene yönelik açık sözlü eleştirisi ve kendisini siyasi bir yabancı olarak tasvir etmesi, geleneksel siyasi normlara karşı güvensizlik besleyen ve mahkeme hizmetlerinde sorunlar algılayan seçmenleri cezbetmesini sağlamıştır.

Lee Jae-myung’un Kore-Türkiye Kardeşliğine Vurgusu

Güney Kore’nin yeni seçilen Başkanı Lee Jae-myung, Türkiye’nin Kore’nin diplomatik arenadaki önemini tutarlı ve saygılı bir şekilde kabul etmiştir. Dış politika gündeminin her zaman odak noktasında olmasa da Türkiye, Lee’nin kamu hayatında “kardeş ülke” olarak ortaya çıkmış, bu terimle iki ulus arasındaki tarihi ve duygusal bağları tanımlamıştır.

Lee’nin Türkiye ile erken bağlantısı, Seongnam Belediye Başkanı olarak görev yaptığı Ekim 2011 yılına kadar dayanmaktadır. O dönemde, Kore Savaşı sırasında oluşan kalıcı dostluğu onurlandırmak amacıyla düzenlenen bir Kore-Türkiye “gaziler dostluk” futbol etkinliğine katıldı. Lee bu etkinlikte Türkiye Savunma Bakan Yardımcısı’nı karşılamıştı. O dönemde ayrıntılı bir konuşma yapmamış olsa da Lee’nin katılımı ve Türk temsilcilerini resmi olarak ağırlaması, iki ülke arasında iyi niyet ve kültürel alışverişi teşvik etme isteğini göstermektedir. Toplantı, resmi Kore hükümet haber siteleri tarafından ele alındı ve Kore-Türk ilişkilerinde sıkça belirtilen ortak tarihi bağlar ve kardeşlik duygularına yer verildi.

2023 yılında, Güney Kore’nin ana muhalefet partisinin lideri konumundaki Lee, Türkiye’ye ilişkin değerlendirmeleriyle bir kez daha dikkatleri üzerine çekmiştir. Şubat 2023’te Türkiye’nin güney ve güneydoğu bölgelerini ve Suriye’yi etkileyen yıkıcı depremin ardından Lee, taziyelerini sunarak, 7 Şubat 2023 tarihinde sosyal medya hesabından şu ifadeleri paylaşmıştır:

Türkiye yıkıcı bir felaketle sarsıldı… Türkiye ve Suriye’deki kurbanlara ve ailelerine en derin başsağlığı dileklerimi iletiyorum.” Ardından dayanışmayı vurgulayarak şunları yazdı: “Zorlukta sınır yoktur; zor zamanlarda birlikte yürümek kardeşlerin yaptığı şeydir. Hükümetimizin kardeş ülke Türkiye için afet kurtarma çalışmalarına öncülük etmesini umuyorum.”

Lee’nin Facebook hesabından yayınlanan ve Kore medyasında geniş yer bulan bu açıklamaları esas olarak insani yardımı teşvik etmeyi amaçlasa da Lee’nin Kore-Türkiye ilişkisine atfettiği tarihsel yakınlık bağlarını da ortaya koymaktadır.

Lee’nin yaklaşımında öne çıkan şey, Türkiye’yi diplomatik bir ortaktan öte bir “kardeş ülke” olarak tutarlı bir şekilde çerçevelemesidir. Bu dil, paylaşılan tarihe, özellikle de binlerce Türk askerinin BM bayrağı altında savaştığı Kore Savaşı’ndaki Türkiye’nin katılımına dayanan değer odaklı bir ilişkiyi işaret etmektedir. Lee henüz Türkiye odaklı belirli bir dış politika detaylandırmamış olsa da dili ve eylemleri güçlü bir kişisel yakınlığı ve ikili bağları geliştirmeye istekliliğine işaret etmektedir. Başkan olarak, insani çabalar, kültürel alışverişler veya stratejik iş birliği yoluyla, Lee Jae-myung, önümüzdeki yıllarda Güney Kore ile Türkiye arasındaki sembolik ve stratejik bağları ileriye taşıyacak ve belki de derinleştirecek konumdadır.

Dr. Lokman Karadağ, bağımsız araştırmacıdır.
Lokman Karadağ
Lokman Karadağ

Lokman Karadağ, Siyaset Bilimi alanında doktora derecesini Malezya Uluslararası İslam Üniversitesi’nden almıştır. Akademik çalışmaları Doğu Asya ve Pasifik bölgesinde ABD-Çin stratejik rekabetine odaklanmaktadır. Araştırma alanları arasında Xi Jinping dönemi Çin dış politikası, Çin Halk Kurtuluş Ordusu’nun nükleer silah kapasitesi ve askeri modernizasyonu, Kore Yarımadası’na ilişkin nükleer meseleler, Tayvan ve Güney Çin Denizi sorunları ile aynı coğrafi bölgedeki ABD ittifak sistemi yer almaktadır. Lokman, 2022 yılında Amerikan Dış Politika Ulusal Komitesi tarafından “Yeni Nesil Kore Yarımadası Uzmanları” arasında “Yükselen Lider” olarak seçilmiştir.

RELATED ARTICLES

Zohran Mamdani

Rob Jetten

Geert Wilders

Most Popular

Recent Comments